Fluent Fiction - Turkish: High Stakes & New Beginnings: A New Year's Eve in İstanbul Find the full episode transcript, vocabulary words, and more:fluentfiction.com/tr/episode/2024-12-27-23-34-02-tr Story Transcript:Tr: İstanbul'un kalabalık bir mahallesinde, cıvıl cıvıl bir kış akşamında, gösterişli bir casino vardı.En: In a bustling neighborhood of İstanbul, on a lively winter evening, there was a glamorous casino.Tr: Yılbaşı gecesinin coşkusuyla dolu olan bu mekân, pırıl pırıl ışıklar ve süslemelerle donatılmıştı.En: This venue, filled with the excitement of New Year's Eve, was adorned with sparkling lights and decorations.Tr: İçeride heyecan doruktaydı.En: Inside, the excitement was at its peak.Tr: Çiplerin tıngırtısı ve insanların hafifçe mırıldandığı seslerle dolu bu yer, dışarıdaki soğuk kış gecesiyle tezat oluşturuyordu.En: The place was filled with the clinking of chips and the soft murmurs of people, contrasting with the cold winter night outside.Tr: Can, dikkatli ve analitik bir poker oyuncusuydu.En: Can was a careful and analytical poker player.Tr: Bu gece, gözleri önünde büyük bir fırsat vardı.En: Tonight, a great opportunity lay before his eyes.Tr: Masadaki bahisler yüksek, riskler büyüktü ama Can kararlıydı.En: The stakes at the table were high, the risks great, but Can was determined.Tr: Kız kardeşi Aylin, son zamanlarda rahatsızlanıyor, sık sık baygınlık geçiriyordu ama bir türlü doktora gitmeye vakit ayıramıyordu.En: His sister, Aylin, had been falling ill recently, frequently fainting, but she couldn't find the time to visit a doctor.Tr: Can'ın amacı açıktı: Büyük bir kazanç elde ederek Aylin'in sağlık masraflarını karşılamak için oyunu kazanmak.En: Can's goal was clear: to win the game and secure enough winnings to cover Aylin's medical expenses.Tr: Aylin ise canlı ve azimli bir kadındı.En: Aylin was a lively and determined woman.Tr: Poker oynamayı severdi ve bu gece heyecan vericiydi.En: She loved playing poker, and tonight was thrilling.Tr: Ancak, sağlığını ihmal ediyor, oyunun heyecanını sağlığından önde tutuyordu.En: However, she was neglecting her health, prioritizing the thrill of the game over her well-being.Tr: Bayılma nöbetlerini Can'dan gizliyordu çünkü kardeşini endişelendirmek istemiyordu.En: She hid her fainting spells from Can because she didn't want to worry him.Tr: Can, cesur bir strateji belirledi.En: Can devised a bold strategy.Tr: Riskler büyük olsa da, kazanmak zorundaydı.En: Despite the high risks, he had to win.Tr: Oyun ilerledikçe rakipler yavaş yavaş eleniyor, masadaki gerilim artıyordu.En: As the game progressed, opponents were gradually eliminated, and the tension at the table increased.Tr: Can, aklı selim bir şekilde her hamlesini düşündü.En: Can contemplated each move with a cool head.Tr: Saat gece yarısına yaklaştığında, masada sadece Can ve korkutucu bir rakip kaldı.En: As midnight approached, only Can and a formidable opponent remained at the table.Tr: Son el oynanacaktı.En: The final hand was about to be played.Tr: Yeni yılın ilk dakikaları yaklaşırken, her şey bu son ele bağlıydı.En: As the first minutes of the new year approached, everything depended on this last hand.Tr: Can'ın kalbi hızlı hızlı atıyordu ama dışarıdan sakin görünmeye çalışıyordu.En: Can's heart was pounding, but he tried to appear calm outwardly.Tr: Sonunda, kartlar açıldı.En: Finally, the cards were revealed.Tr: Can, elindeki kartlara hızlıca baktı ve rakibinin gözlerine baktı.En: Can quickly glanced at his cards and then at his opponent's eyes.Tr: Bir an için zaman durdu sanki.En: For a moment, time seemed to stand still.Tr: Sonra kazandığını anladı.En: Then he realized he had won.Tr: Mekân alkışlarla doldu.En: The venue filled with applause.Tr: Can, büyük ödülü kazanmıştı!En: Can had won the grand prize!Tr: Kazandıktan sonra Aylin’i buldu.En: After winning, he found Aylin.Tr: Gözleri parlıyordu ama kardeşine karşı istekle ve ciddiyetle dönerek konuştu: "Aylin, sağlık önemli.En: His eyes were shining, but he turned to his sister with determination and sincerity, saying, "Aylin, health is important.Tr: Lütfen doktoru ara.En: Please call the doctor.Tr: Bu gece kazandık ve sana yardım edebilirim."En: We won tonight, and I can help you."Tr: Aylin, kardeşinin desteğini fark etti ve içten bir gülümsemeyle kabul etti.En: Aylin recognized her brother's support and accepted with a heartfelt smile.Tr: "Tamam Can, sana söz veriyorum.En: "Okay Can, I promise you.Tr: Doktoru ziyaret edeceğim."En: I'll visit the doctor."Tr: Bu yılbaşı gecesi, yalnızca yeni bir yılın değil, aynı zamanda Aylin için sağlık konusunda yeni bir başlangıcın habercisiydi.En: This New Year's Eve was not only a herald of a new year but also a new beginning for Aylin in terms of her health.Tr: Can, ...