Fluent Fiction - Turkish: Embracing New Year Bravery in an Istanbul Cafe Find the full episode transcript, vocabulary words, and more:fluentfiction.com/tr/episode/2024-12-27-08-38-19-tr Story Transcript:Tr: İstanbul'un kalabalık kafelerinden biri, Boğaz'ın manzarasına karşı sıcacık bir atmosfer sunuyordu.En: One of the bustling cafes in İstanbul offered a warm atmosphere with a view of the Boğaz.Tr: Kafe, mis gibi kahve kokusuyla doluydu.En: The cafe was filled with the delightful aroma of coffee.Tr: Pencerelerden dışarı baktığınızda, parıldayan ışıkların suya yansımasını görebilirdiniz.En: Looking out from the windows, you could see the reflection of shimmering lights on the water.Tr: Sokak satıcılarının sesleri uzaktan, hafifçe duyuluyordu.En: The sounds of street vendors were faintly audible from a distance.Tr: Kışın soğuğu dışarıda, ama burada sımsıcaktı.En: The winter cold was outside, but it was cozy and warm inside.Tr: Emir, bir masada oturuyordu.En: Emir was sitting at a table.Tr: Önde dizüstü bilgisayarı açılmış, ama gözleri ekrandan çok dışarıyı seyrediyordu.En: In front of him, his laptop was open, but his eyes were more focused on the view outside than on the screen.Tr: Yanında, Sedef vardı. Emir'in iş arkadaşı, ona her zaman akıl veren kişi.En: Beside him was Sedef, Emir's coworker and the person who always gave him advice.Tr: Sedef'in sesi samimiydi.En: Sedef's voice was sincere.Tr: "Emir, bak! Çok çalıştın. Sunumda gayet iyi olacaksın," dedi Sedef güvenle.En: "Emir, look! You've worked a lot. You'll do great in the presentation," said Sedef confidently.Tr: Ancak Emir'in kafası karışık ve endişeliydi.En: However, Emir was confused and worried.Tr: Firmasında gelecek promosyon, onun için büyük bir fırsattı.En: The upcoming promotion at his firm was a big opportunity for him.Tr: Sunacağı proje yenilikçi olmalıydı.En: The project he would present needed to be innovative.Tr: Ama ya işe yaramazsa? Ya patronu beğenmezse?En: But what if it didn’t work? What if his boss didn’t like it?Tr: "Bazı şeyler risk almayı gerektirir, Emir," dedi Sedef, kahvesinden bir yudum alarak. "Mine kadar cesur olmalısın. İnsanlar yeniliklerden etkilenir."En: "Some things require taking risks, Emir," said Sedef, taking a sip of her coffee. "You need to be as brave as Mine. People are impressed by innovations."Tr: Saat neredeyse on ikiye geliyordu. Yılbaşı gecesiydi.En: It was almost twelve o'clock. It was New Year's Eve.Tr: Herkes kutlamaya hazırlanırken, Emir ve Sedef iş konuşuyordu.En: While everyone else was getting ready to celebrate, Emir and Sedef were discussing work.Tr: Ama Sedef, Emir'in kendine güvenmesini sağlıyordu. Güç ve cesaret veriyordu.En: But Sedef ensured that Emir gained confidence in himself. She gave him strength and courage.Tr: Emir derin bir nefes aldı. "Ya patronumu etkileyemezsem?" diye sordu.En: Emir took a deep breath. "What if I can't impress my boss?" he asked.Tr: Gerginliği sesinde hissediliyordu.En: The anxiety was palpable in his voice.Tr: "Patronunu değil, kendini etkilemeye çalış. Sen memnun olursan, o da olur," dedi Sedef.En: "Try to impress yourself, not your boss. If you're satisfied, so will they," said Sedef.Tr: "Birlikte çalışıp çıkabileceğimiz en iyi projeyi sunacağız."En: "We will present the best project we can come up with together."Tr: Saat tam on iki olduğunda, kafe alkışlarla ve tezahüratlarla doldu.En: When the clock struck twelve, the cafe was filled with applause and cheers.Tr: Yeni yıl, yeni umutlarla geliyordu.En: The new year was coming, bringing new hopes.Tr: Emir, Sedef'e döndü ve gülümsedi.En: Emir turned to Sedef and smiled.Tr: İçinde bir şeyler netleşmişti. Kararını vermişti.En: Something had cleared up inside him. He had made his decision.Tr: "Teşekkür ederim, Sedef," dedi. "Özgün tasarımımı sunacağım. Dediğin gibi, cesur olacağım."En: "Thank you, Sedef," he said. "I will present my original design. As you said, I will be brave."Tr: Sedef de gülümsedi. "Bu cesur kararın yanında, sorulara karşı hazırlıklı olmalıyız," diye ekledi.En: Sedef smiled as well. "Along with this brave decision, we should be prepared for questions," she added.Tr: İkisi birlikte bardaklarını kaldırıp yılbaşını kutladılar.En: Together, they raised their glasses to celebrate the New Year.Tr: Gelecek günü, sunacakları projeyi ve kucaklayacakları olasılıkları düşündüler.En: They thought about the coming day, the project they would present, and the possibilities they would embrace.Tr: Emir o an, kendine güvenin ve sağlam bir desteğin ne kadar önemli olduğunu anladı.En: At that moment, Emir understood how important confidence and solid support are.Tr: Sedef'le el ele vererek, başarıya gidecek yolun çok daha aydınlık olduğunu gördü.En: By joining forces with Sedef, he saw that the path to success...